Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül 17, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Federasyon Başkanı ( Müslümanlar İçin Acil İhtiyaç )

 Federasyon Başkanının Özellikleri  "16 Madde" Birinci madde: Türkiye Müslümanlarının yüzde 70’i 80’i Sünnîdir. Öncelikle bunların      birleşmesi gerekir. İkinci madde: Sünnîler arasında çeşitlilik vardır ama bunlar birleşmeye mâni değildir. Üçüncü madde: Başlangıçta gevşek bir birlik oluşturulmalı; cemaat, tarikat, fırka ve hiziplerin iç işlerine,      hizmetlerine, metodlarına karışılmamalıdır. D ördüncü madde: Birleşme, bir konfederasyon veya federasyon kurularak hayata geçirilebilir. Beşinci madde: İsmi “Türkiye Maneviyatçı ve Muhafazakâr Dernek, Vakıf ve ruluşlar Federasyonu” olabilir. Altıncı madde: Federasyonunun genel başkanının on kadar hasleti olmalıdır. Bunların birincisi, başkanlığa hırslı ve talip olmamasıdır. Başkan olmak için içi yanan ve her haltı yiyen bir kimsenin ahlakı ve karakteri düşük demektir ve ondan bir hayır gelmez.

Ebu Bekr-i Sıddık

Peygamberlerden sonra insanların en üstünü. Hazret-i Ebû Bekir, daha Müslüman olmamıştı. Çok te’sîrinde kaldığı bir rü’yâ gördü. Gökten dolunay inip, Kâ’be-i muazzamaya gelmiş ve sonra parça parça olmuş, parçalar Mekke’deki her evin üzerine düşmüş, sonra da tekrar bir araya gelip göğe yükselmişti. Fakat, kendi evine düşen ay parçası evde kalmış tekrar göğe yükselmemişti. Hazret -i Ebû Bekir, evin kapısını kapayarak, ay parçasının çıkmasına mâni olmuştu. Kavminden Peygamber gelecek Sabahleyin heyecanla uyanan Hazret-i Ebû Bekir, hemen bir Yahûdî âlimine gidip, rü’yâsını anlattı. O da dedi ki: - Bu rü’yâ karışık rü’yâlardan biridir. Bunun ta’bîri yapılamaz. Fakat bu söz O’nu tatmin etmemişti. Devamlı bu rü’yânın ta’bîrini düşünüyordu. Bir zaman sonra ticâret maksadıyla gittiği yerde, râhip Bahîra’ya rü’yâsını anlattı. Rü’yâ Bahîra’nın çok dikkatini çekti. Bunun için Hazret-i Ebû Bekir’e sordu: 

Ey Müslümanlar! Verilen bir iman küfür savaşıdır.

İslam ülkelerinde Batılılaşma   hareketleri sonucunda bir nesil ortaya çıktı.   Bu nesil İslam Dini'nin hukuk   kısmını reddediyor, inkar ederek, çirkin görerek atıyor.   Bunun yerine insan elinden çıkma kanunları kabul ediyorlar. Bunun adına da “laiklik”veya yanlış da olsa “sekülerleşme”diyorlar.   Şimdi bu kesim batıl rejimlerin   ve pozitivist, tanrı tanımaz, din dışı eğitimin sayesinde azımsanmay acak kadar bir sayıya ulaştılar. İnanmayan araştırsın, biz burada yıllardır yazıyoruz;   İslam bölünme,parçalanma kabul etmez. Kur’anın bir kısmını alıp bir kısmini almama yetkisi yoktur insanda.   Ya dinin tamamını alır, kabul ve tasdik eder, “Müslüman” olur. Ya da bir kısmını almaz, beğenmez,reddeder, o zaman da “kafir” olur. İnanmayan açsın ilmihal kitaplarını,okusun. Veya güvendikleri bir alime sorsun.