Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül 15, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Biz nasıl Müslümanlarız ? İyi Müslümanlar mı, kötü Müslümanlar mı?

Bir kısmımız aç gecelerken, bir kısmımız tok sabahlıyor.  İslâm ilim, irfan, hikmet dinidir. Biz bunlarla yeteri kadar meşgul olmuyor, tahsiline çalışmıyoruz. Günde saatler ce tv seyrediyoruz ama kaçta kaçımız faydalı, değerli kitapları mütalaa ediyoruz ? Kaçta kaçımız ehliyetli hoca ve üstadlardan faydalı ilimleri ders olarak okuyor? Dedikodu, polemik, çekişme, horoz döğüşü oldu mu ilgileniyoruz ama bize ebedî saadet kazandıracak ilimlere ve uygulamaya yönelmiyoruz. Dinimiz bize “kâfirleri taklit etmeyin, onları dost ve velî (idareci) edinmeyin” diyor ama biz, kâfirleri öylesine taklid ediyoruz ki, onlar sıçan deliğine girseler biz de peşlerinden gireceğiz Allah"a iman etmiş bulunuyoruz ama O"nunla ezelde yapmış olduğumuz ahd ve misaka hıyanet ediyoruz. Allah"ın kesin emir ve yasaklarına uygun şekilde yaşamıyoruz. 

Osmanlı Düşmanlığında Gelinen Son Nokta!

Define avcılığından Osmanlı mezarları fazlasıyla Tahrip ediliyor İddialara göre, bazı bölgelerdeki talanın arkasında İran var. Definecilik bahanesiyle Osmanlı mezarları talan ediliyor “İran ‘ın Osmanlı’ya olan hıncı en enteresan noktalarda bile devreye giriyor.” “İran Osmanlıya dair ne varsa yok etme çabasında” “Şu anda Osmanlı mezarları ve türbelerini hedef seçmiş durumdalar” Define bulacağız diye ülkenin belirli bölgelerini köstebek yuvalarına çevirenlerin yanı sıra, bir de define cilik adı altında Osmanlı mezarlarını ve türbelerini talan edenler var. Samanyolu Televizyonu Belgesel Yapımcısı Veysel Karani Gümüşdereli , bu çarpıcı konuyu ele aldı. Ve işin arkasında olduğu iddia edilen İran’ı ve İranlıları yazdı. Türkiye’de hiç kimsenin bilmediği bir define dünyası var… Görünenin ve bilinenin çok ötesinde, siyaset ve akademi dünyasından ünlü isimlerin ve hatta devletlerin içinde olduğu buz dağını andıran bir dünya… Hareket alanı öncelikle altın ve tarihi eser. Özellikle ka

MÜSLÜMAN KADIN VE ERKEKLERE ÖRNEK BİR DÜĞÜN

Hz.Fatıma'nın çeyizi Peygamberimiz'i ağlatmıştı. Hz. Fatıma ile İslam Halifesi Hz. Ali’nin evlilik, düğün ve aile hayatının ümmete örnek olması için Efendimiz büyük gayret göstermişti. Zira bu örnek aile oluşurken, nikahından ev içi ve ev dışında yapacakları iş bölümüne kadar her şeyi Peygamberimiz planlamıştı.  MÜSLÜMAN KADIN VE ERKEKLERE ÖRNEK BİR  DÜĞÜN Hz. Fatıma (ra); Peygamber Efendimizin (sav) risaletinin beşinci yılında, hicretten sekiz yıl önce, Mekke’de dünyaya geldi. Hz. Fatıma (ra), Peygamberimizin Mekke`deki tebliğ günlerinde küçücük bir çocuktu. Ancak, babasının karşılaştığı zorlukları bir büyük gibi algılıyordu. Annesi Hz. Hatice (ra)’nın vefatı onu derin üzüntülere sevk etmişti. Hz. Peygamber`in çocuklarının ardı ardına vefat etmesi, Hz. Fatıma ile arasındaki yakınlığı daha fazla arttırmıştı. Aradaki güçlü sevgi bağlarından dolayı Hz. Peygamber (sav); Hz. Fatıma’yı ‘Ümmü ebiha’ (babasının annesi) lakabıyla çağırmayı tercih ediyordu. Babası evden çıkarken; ki

Tarih dedikleri hepsi düzmece Yedi Düvele Karşı Savaşdık Yalanı

Milli Mücadele'de sadece Yunan'a karşı savaştık.  Kurtuluş Savaşında Yedi Düvele Karşı Savaşmadık! Oysa ki, YEDİ DÜVELE karşı savaştık demeleri, sadece Yunanistan'la savaştan başka bir şey değildir. Gerçekten de İngilizlerle 1918’den sonra hangi cephede savaşıldı? Fransızlar ve İtalyanlarla hangi cephede savaşıldı?  Antep, Maraş ve Urfa da ise genellikle halk,(sütcü imam gibi hareketleri) Fra nsızlara karşı direndiler. Askeri (düzenli ordumuz) olarak Fransızlarla da bir askeri cephe savaşı olmadı. Kemal Tahir’in deyimiyle; halk, bir saraydan başka bir sarayın egemenliğine girmiştir. M. Kemal’in yetkilerinin padişahtan daha fazla olduğunu, yine merhum Kemal Tahir kitaplarında anlatır. Kısacası eski tas eski hamam, bir iç savaştır. sadece tellaklar değişmiş misali, " Kazım Karabekir'in şu sözleri de çarpıcıdır: ''... İtilaf kuvvetlerinden korkmayınız. Daha geçen hafta Londra'dan memleketimize gönderilmek istenen alaylar, biz gitmeyiz diye silah çatılar

NE TÜR REZİLLİKLER DÖNMÜŞ DOLMABAHÇE SARAYINDA

ATATÜRK İÇİMİZDE YAŞIYOR DİYENLER OKUMASIN Latife Hanım'ın kızkardeşinin torunu Mehmet Sadık Öke, Atatürk'ün 9 Kasım'da öldüğünü söylemiş. ("Atatürk ölmedi, içimizde yaşıyor" diyecekler bu yazıyı hiç zahmet edip okumasınlar.) Sayın Öke 44 yaşında. Bu iddia, birinci elden tanıklık değil, aile içinde konuşulanlardan ve herhalde Latife Hanım'ın kızkardeşi, anneannesi Vecihe Hanım'dan duyduğu bir şey... Dört ay önce yayınlanan çarpıcı bir kitabı fırsat bulup da ancak okuyabildim: "Teyzem Latife"... Yazar Fatih Bayhan'ın Mehmet Sadık Öke'yle yaptığı bir"nehir-söyleşi"... Bu tür kitaplar, çok rahat ve hızlı okundukları için son yıllarda çok moda. ATATÜRK'ÜN BOŞANMA SÜRECİ Öke, Atatürk'ün Latife Hanım'la evliliği ve boşanması konusuna birçok müthiş ayrıntı getirmiş.