Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 26, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bunlari taniyin ogrenin KAYNAKLARIYLA MASONLUK

KAYNAKLARIYLA MASONLUK Uluslararası bir menfaat kuruluşu. Bünyesine özel vasıflı ve seçkin insanları alarak geniş bir teşkilatlanma içerisine giren masonlar, dünyanın hemen her yerinde seslerini ve etkilerini duyurmuşlardır. Masonluk, Yahudiliğin gizli faaliyet gösteren bir örgütüdür. Bütün rütbelerini, sembollerini muharref Tevrat'tan almıştır. Giriş törenleri Tevrat doktrinine uygun olarak yap ılır. Masonlar, Yahudilerle olan bağlarını sürekli inkâr etmekte ve onlarla hiçbir ilişkilerinin olmadığını iddia etmektedirler. Eğer Yahudilerle olan bağları anlaşılırsa, toplum tarafından hoş karşılanmayacaklardır. Bunun yerine kendilerini bir hayır kurumu, bir kardeşlik, yardımlaşma cemiyeti olarak topluma lanse etmeye çalışmaktadırlar. Masonlar yalnızca üyelerine mahsus olarak çıkarttıkları Mimar Sinan, Türk Mason Dergisi, Akasya, Büyük Şark gibi dergilerde, Yahudilerle olan bağlarını açıkça ifade etmektedirler. "Ritüellerimizde Tevrat'tan sayısız alıntılar mevcuttur" (Mim
Maliye'nin Koç Grubu'na bagli Tüpras ve Aygaz'da inceleme baslattigina dair haberler hisselerde de düsüse neden oldu. Türkiye'nen en büyük sanayi devi TÜPRAS'a yapilan operasyon hisseleri düsürdü. Maliye ve polis ekiplerinin yaptigi baskin sonrasi hem TÜPRAS hem de Enerji Bakani Taner Yildiz "Rutin bir inceleme" açiklamasinda bulunmustu. Ancak bu rutin inceleme TÜPRAS h isselerinin borsadaki durumunu kurtarmaya yetmedi. Borsa Istanbul'da islem gören TÜPRAS hisse senetleri, dün ikinci seansta "Maliye Bakanligi yetkililerinin denetim için kurulusa baskin yapti" seklinde geçen haberlerle sert bir sekilde düsüse geçmisti. HISSELER DÜSTÜ Dün haber geçmeden önce 43,20 lira fiyatla islem gören ve 10,8 milyar lira tutarinda toplam piyasa degerine sahip TÜPRAS'in hisse senedi fiyatlari, haberin ardindan sert bir sekilde düsüse geçti ve bugün açilisin ardindan da düsüsünü devam ettirdi. TOPLAM KAYIP 1 MILYAR TL'YE YAKIN Dün günü 42,60 liradan k

M.Kemalin Vahdettin huzurundaki yemini YAPACAĞIMA VALLAHİ BİLLAHİ

Yalan Yazan Tarih utansın M.Kemalin Vahdettin huzurundaki yemini Zaman Gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor adlı kitabını tanıttığı yazısında Mustafa Kemal Paşa ve Sultan Vahdettin arasındaki yemin seremonisini yazdı. İşte Armağan'ın yazısındaki ilgili o satırlar Timaş Yayınları'ndan yeni çıkan "Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor" adlı kitap bize I. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'nin bilinmeyenlerini yetkin bir tanığın ağzından aktararak tarih mahkemesine yeni kanıtlar sunmakla kalmıyor, karanlığın alanını biraz daha daraltıyor. Kitabın değerini artıran özelliklerden biri, hem Paşa'nın hem de Vahdettin'in anlattıklarını ve sonunda da Padişah'ın yazdırmaya ve yazmaya başladığı tamamlanmamış bir hatıratını içermesi. Mustafa Kemal'in Vahdettin'in huzurundaki yemini Avni Paşa'nın hatıratında çok ilginç bilgilere rastlıyoruz. Mustafa K'in Samsun'a gitmeden önce Vahdettin&

TAKSIM GEZI PARKI DORT ADET YORUMSUZ FOTO

TAKSIM GEZI PARKI DORT ADET YORUMSUZ FOTO T

Fitrelerimizi verip zekâtımızı ödedik mi? Muhterem Müslümanlar!

Fitrelerimizi verip zekâtımızı ödedik mi? Muhterem Müslümanlar! İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı Müslümanların zekât ve fitrelerini verip bitirdiği ve sadakalarını bollaştırdığı bir aydır. Peygamberimiz Efendimiz zekâtlarını Şaban ayında verirler, ashabına da bu ayda zekâtlarını verip bitirmelerini beyan ederlerdi. Bunu Ramazan ayında tamamen ibadet ve taatle meşgul olmak için yaparlardı. Günümüzde Müslümanlar daha fazla sevap kazanmak için zekâtlarını Ramazan ayında veriyorlar. Zekât, İslâm’ın beş temel esasından biridir. Bunu ihmal eden, gerekli hassasiyeti göstermeyen Müslüman namaz ile zekâtın arasını açmış olur. Böyle yapanlarla Hz.Ebubekir (r.a.) savaşmıştır. Bu tavır önemli bir davranıştır. Muhterem Müslümanlar, Kur’ân-ı Kerîm’de zekâtın kimlere verileceği açıkça beyan edilmiş ve sekiz sınıfa verilebileceği emredilmiştir. Bunlar: 1- Fakirler, 2-Miskinler, 3-Zekât işinde çalışanlar, 4- Müellefe-i Kulub, 5-Köleler, 6-Borçlular, 7-Allah yolunda

1960 darbesi ve çalınan 77 ton altın

Yalan Yazan Tarih utansın 1960 darbesi ve çalınan 77 ton altın Fatihin Torunları 1960 darbesi ve çalınan 77 ton altın

BU MİLLETİN NAMUSUNU 1932 YILINDA BÖYLE SATTILAR

BU MİLLETİN NAMUSUNU 1932 YILINDA BÖYLE SATTILAR Fatihin Torunları BU MİLLETİN NAMUSUNU 1932 YILINDA BÖYLE SATTILAR 1932 BELÇİKA GÜZELLİK YARIŞMASI VE KERİMAN HALİS FRANSA'DAKİ DANSA MÜDAHALE EDEN KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'NIN TORUNU DİYE BÖYLE TAKTİM ETTİ KAFİR BATILI DEVLETLER İŞTE KEMALİST REJİMİN KADINLARA VERDİĞİ HAK PROFİL İSMİNE T.C YAZMAKLA TÜRK OLUNMAZ GERÇEK MANADA TÜRK OLAN BU NAMUSSUZLUĞU EYLEME DÖKER BUNLARI YAPANLARIN İZİNDEN GİTMEZ.! KERİMAN HALİS’İN DÜNYA GÜZELİ SEÇİLMESİN DE JÜRİNİN TAVRI: YARIŞMAYI GÖREN HALİT TURHAN BEY’İN ANLATIMLARI Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor: 1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti. Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı. Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görü

Doksan yildan beri Selanik-Samsun hattina hapsedilerek heykel dikme,tören düzenleme

"YALAN YAZAN TARIH UTANSIN" sayfasi ve INEBAHTI SAVASI  Orta Asya`dan Anadolu`ya,Avrupa ve Afrika`ya,Amerika ve Okyanusya`ya kadar yasanan ve yazilan her tarih sayfasinda adi ve imzasi olan bir millettik Ta ki 1923 yilina kadar..! Doksan yildan beri ise Selanik-Samsun hattina hapsedilerek heykel dikme,tören düzenleme,kutlama yapma haricinde dünya sahnesinde bir varlik gösteremedik. Biz bu degi liz! 7 düveli yendik dediler dönüp dolasip Yunan zaferi anlattilar. Büyük kurtarici eliyle düsmanlardan kurtarildik diye ögretildi ama bu millete A`dan Z`ye düsmanin kurallari uygulandi,kanunlari dayatildi. Var mi bizden baska,savas meydanlarinda yendigi düsmaninin kurallarina göre yasayan bir millet? Ne zamana kadar yalanlarla bu milleti uyutacaksiniz,ne zamana kadar o törenden bu kutlamaya kosturarak milleti oyalayacaksiniz? Biliyoruz..! Paylasimlarimizdan rahatsiz oluyorsunuz. Sayfamizi 5.ci kez kapattiniz,5.ci kez actik.Tekrar kapatirsaniz yine acacagiz. Sizin kapatmalariniz bizim a

BİLDİĞİNİZ OKUMUŞ OLDUĞUNUZ TARİH BU VİDEOYU İZLEDİKTEN SONRA YALAN OLACAK

Mustafa Kemal'in İngiliz Bağlantısı - Prof. Mehmet Çelik Fatihin Torunları Mustafa Kemal'in İngiliz Bağlantısı - Prof. Mehmet Çelik  BİLDİĞİNİZ OKUMUŞ OLDUĞUNUZ TARİH BU VİDEOYU İZLEDİKTEN SONRA YALAN OLACAK *Önce Saltanat, sonra Halifelik; İngiliz dayatması yüzünden kaldırıldı.  *Binlerce Medrese aynı yıl bir darbeyle kapatıldı.  *Osmanlı’nın protokolde üçüncü sıraya çıkardığı Şeyhülislam, laiklik ilkesi gerçekleştirilmek için Bakanlar Kurulu’ndan çıkartılıp üst düzey bir memur haline getirildi.  *1925’te toplumun kılık kıyafeti değiştirildi.  *1926’da sıra günlük hayatı düzenleyen Medeni Hukuk’a geldi. Maksat, yeni bir insan vücuda getirmekti.”  [Mustafa Armağan - 02.04.2013 ]

FİLİSTİN E SİLAH SEVKİYATINI ENGELLEYEN 1917 HAYDARPAŞA GARI SABOTAJI

FİLİSTİN'E SİLAH SEVKİYATINI ENGELLEYEN 1917 HAYDARPAŞA GARI SABOTAJI Haydarpaşa Garı, Berlin’den Filistin’e gönderilecek asker, silah ve cephanenin toplandığı ve trenlerle cepheye sevk edildiği merkezî yerdi. Yığınla silah ve cephane Haydarpaşa Garı’nda toplanmış, sevk edileceği günü beklemekteydi. İşte bu esnada Haydarpaşa Garı'nda 6 Eylül 1917 günü korku ve dehşete yol açan büyük patlamalar y aşandı. Saatler 16.30'u gösterirken Haydarpaşa cehennemi yaşıyordu. Patlamalarla birlikte garda, Filistin Cephesi'ne, Dördüncü Ordu'ya asker, silah ve cephane götürmek üzere harekete hazır bekleyen bir trenle, yolcu dolu bir banliyö treni de ateş almış; peronlar, alevlerin arasında kendilerini can havliyle dışarı atmaya çalışan insanlarla dolmuş, yüzlerce insan ölmüştü.. 6 Eylül 1917 günü Filistin Cephesine gönderilecek cephanelerin bulunduğu trendeki patlama öyle büyük idi ki Kadıköy Çarşısına şarapnel parçaları yağmıştı. Cephane stoklarının peş peşe infilakı, her geçen dak

New York’un simgesi olan Özgürlük Heykeli

Yalan Yazan Tarih utansın Özgürlük Heykeli’ni Abdülaziz mi yaptırdı? Müthiş haber: Biliyor musunuz, hani şu New York’un simgesi olan Özgürlük Heykeli var ya, onun parasını Sultan Abdülaziz ödemiş!24 Haziran 2004′te “Hürriyet” gazetesinde çıkan bu iddianın tarihî gerçeklerle en ufak bir alakası yoktu. 4 yıl sonra aynı gazetede, üstelik kaynak gösterme gereğini dahi duymadan Soner Yalçın’ın, Murat Bardakçı imzalı bu haberi  nasıl apardığını geçen hafta yazmıştım. (İntihalcileri üniversitede hocaysa unvanlarını alıp sokağa atıyorlar ama gazetecilikte ödül üstüne ödül veriyorlar!) Murat Bardakçı hakkında daha önce bir yazı yazmış (Zaman, 5 Nisan 2009) ve Osmanlıca belgeleri nasıl yanlış okuduğunu ortaya koymuştum. Söz Soner Yalçın’ın intihalde bulunduğu yazıdan açılınca Özgürlük Heykeli’yle ilgili yazısına değinmek şart oldu. Yazının başında “Özgürlük Heykeli’nin parasını Sultan Abdülaziz ödemişti” deniliyor. Ancak birazdan öğreniyoruz ki, tamamını değil, “masrafl

Artık değişmesi şart olan tarih kitaplarımızda böyle yazar yazmasına ama gerçekler aynı kanaatte değildir.

Yalan Yazan Tarih utansın Selahaddin Adil Paşa İstanbul'da işgal devletleri temsilcileri ile vedalaşıyor.(fotoğraf) İngilizler İstanbul'dan nasıl çıktı? Resmi tarih, İstiklal Savaşı'ndan sonra İngilizler başta olmak üzere işgal kuvvetlerini İstanbul'dan nasıl başları önlerinde çıkarttığımızı yazar. Ne de olsa fena halde yenik ve eziktirler karşımızda. Nitekim muzaffer Türk ordusu 6 Ekim 1923 günü İstanbul'a girmiş ve şehri 5 yıla yakın süren düşman işgalinden kurtarmıştır. Artık değişmesi şart olan tarih kitaplarımızda böyle yazar yazmasına ama gerçekler aynı kanaatte değildir. Aslında İtilaf devletlerinin silahlı kuvvetleri, resmi geçit törenleri ve centilmenlere yakışır "garden party"lerle veda etmişler, halkın alkışları arasında bayrağımızı selamlayarak Dolmabahçe rıhtımında kendilerini bekleyen "Arabic" adlı vapura binmişler ve sevinç içinde el sallayarak İstanbul'dan ayrılmışlardı. Hangi tarihte peki? Herkes gibi '6 Ekim&

İslam ülkelerinde Batılılaşma hareketleri sonucunda yeni bir nesil ortaya çıktı.

İslam ülkelerinde Batılılaşma  hareketleri sonucunda bir nesil ortaya  çıktı.  Bu nesil İslam Dini'nin hukuk  kısmını reddediyor, inkar ederek, çirkin  görerek atıyor.  Bunun yerine insan elinden çıkma kanunları kabul ediyorlar. Bunun adına da “laiklik” veya yanlış da olsa “sekülerleşme” diyorlar. Şimdi bu kesim batıl rejimlerin ve pozitivist, tanrı tanımaz, din dışı eğitimin sayesinde azımsanmayacak kadar bir sayıya ulaştılar. İnanmayan araştırsın, biz burada yıllardır yazıyoruz; İslam bölünme, parçalanma kabul etmez. Kur’anın bir kısmını alıp bir kısmini almama yetkisi yoktur insanda. Ya dinin tamamını alır, kabul ve tasdik eder, “Müslüman” olur. Ya da bir kısmını almaz, beğenmez, reddeder, o zaman da “kafir” olur. İnanmayan açsın ilmihal kitaplarını, okusun. Veya güvendikleri bir alime sorsun. Şimdi İslam dini dört bölümden meydana gelir: 1- İman 2- İbadet 3- Hukuk, yani şeriat, 4- Ahlak. Şimdi bir kişi bunların tamamına iman eder, tasdik ederse, Müslümandır. Bir veya birkaç böl

M.KAMAL FILISTIN`DE NEDEN GERI CEKILDI

M.KAMAL FILISTIN`DE NEDEN GERI CEKILDI ? M. KAMAL , FILISTIN BOZGUNUNDAN SONRA TAHTA YENI CIKMIS VAHDETTIN`E INGILIZLERLE DERHAL MASAYA OTURUP ANLASILMASI TELGRAFI CEKER Filistin cephesinde üç ordumuz vardı. Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci ordulardan mürekkep olup, "Yıldırım Orduları" adını alan bu kuvvetlerin cephe kumandanı Liman Von Sanders'di. Dördüncü ordu kumandanı Cemal Paşa, sekizinci ord u kumandanı Cevad Paşa, yedinci ordu kumandanı ise Mustafa Kemal Paşa idi. 31 Ağustos 1918de bu cephede... o kadar âni bir çöküş vukûa geldi ve bu hal, o derece sür'atli bir hezimete yol açtı ki, kilometrelerce geride bulunan ordu kumandanları bile canlarını güçlükle kurtarabildiler. Devletimizi Mondros Mütârekenamesini imzalamaya mecbur bırakan bu hezimet esnasında sekizinci ordu kumandanı Cevat Paşa, kalpağını bile alamadan kendisini Şâm'a zor atmıştır. Bu hezimet, yedinci ordu kumandanı Mustafa Kemal Paşa'nın sağ ve solundaki dördüncü ve sekizinci ordulara haber ver

Atatürk ü İlahlaştırma Projesi

Atatürk'ü İlahlaştırma Projesi (Cezmi Yurtsever Yazdı) Gazi Mustafa kemal Paşa veya genel tanımlanmasıylaATATÜRK 10 Kasım 1938 tarihinde vefat etti. Her canlı gibi hayatının sona erdiği anı yaşadı. Ve onun cesedi uzun yıllar Ankara’da Etnoğrafya Müzesinde bekletildi. Yani toprağa verilmedi. Vücudu mumyalanmıştı, çürümesini önlemek için. 1953 yılında Atatürk’ün naşının bulunduğu sanduka açıldı. H ükümet üyeleri son kez cesede baktılar. Ve arkasından yapılan trenle Anıtkabir’e yani “Mozoleye” nakledildi. Kimdir Mozole! Antik dönem İyon kraları içinde adı geçen Kayra kralı Mouseleos’un Türkçeye çevrilmiş halidir. M.Ö.351 yılında öldüğünde onun anısını sonsuza dek yaşatmak için ilahlaştırmak istediler. Heykeli hazırlandı ve onun adına kız kardeşi ve aynı zamanda yaşarken de eşi (evli ve karısı) olan Artemision anıt mezar yapımını başlattı. Yıllar sonra “MOZOLE” anıtkabiri ortaya çıktı. Şimdi sormak gerekiyor: -Atatürk için ölümünden yılar sonra tanrılaştırılmak istenen bir insan İonyal

Kemalist rejimin hakim olduğu Türkiye de Hacca gitmek yasaktı

Kemalist rejimin hakim olduğu Türkiye’de Hacca gitmek yasaktı ( Bu konu, “Atatürk olmasaydı ibadet edemezdiniz” diyenlere ithaf olunur. Hani devlet dine karışmayacaktı..? Bu devlet; “Allah’ın Evi Kabe” ile aramıza bile girdi ) Kuran-ı Kerim öğretiminin ve “Allahu Ekber” demenin yasaklanması[1] gibi uygulamalarla hafızalarda yer eden Tek Parti döneminde, tüm dini faaliyetler gibi hac farizası da  yasaktı. 1947′lere kadar Türkiye’den hacca resmen izin çıkmadı. 1948′de döviz yokluğu bahanesiyle hac yine yasaklandı. Hac için ilk izin ise ancak 1949′da çıkartıldı. O yasaklı yıllarda Rusya dahi hacılarına yasak koymamıştı. Kemalist devrimbaz Neşet Çağatay bile bunu itiraf etmektedir. Çağatay’a göre, hacca gidilmesine izin verilmesi, Imam Hatip okullarının açılması, okullarda din dersi verilmesi; çok partili sisteme geçildikten sonra halktan oy alabilmek için Kemalist rejimin verdiği tavizlerdi.[2] Türkiye Büyük Millet Meclisi Yasama Uzmanı Izzet Eroğlu ise kemalist rejimin din aleyhindeki uy

BU VİDEOYU İZLEDİKTEN SONRA BİLDİĞİNİZ TARİH YALAN OLACAK

Fatihin Torunları BU VİDEOYU İZLEDİKTEN SONRA BİLDİĞİNİZ TARİH YALAN OLACAK Resmi Tarih yalanlari - 19 Mayis.. YILLARDIR HER KONUDA KANDIRDIKLARI GİBİ 19 MAYIS KONUSUNDADA YALAN TARİH YAZDILAR OKUTTULAR.. Rusya'dakı Komünist İhtilal Dahi Yazıyı Değiştirmedi.. Ama Kemalist İhtilal 1 Gecede Yazıyı Değiştirdi, İmparatorluk Kurmuş Bir Milleti Cahil Durumuna Getirdı ve Sıfırladı BÜTÜN MİLLET CAHİL OLDU ! Hasan Mezarcı

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!  Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.   Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...  Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.  Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?  "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.  Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...  Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.  Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,  Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.  Mehmed Akif Ersoy

1926'dan 1938'e kadar 20 bin cami yıkıldı.

1926'dan 1938'e kadar 20 bin cami yıkıldı. 6 SAATTE BİR CAMİ ... Fatihin Torunları 1926'dan 1938'e kadar 20 bin cami yıkıldı. 6 SAATTE BİR CAMİ DEMEKTİR BU) KEMALİSTLERİN,ATATÜRK OLMASA CAMİLER ACIK OLMAZDI EZBERLERİNİ BOZAN BİR VİDEO CAMİLERE NELER YAPMIŞ KEMALİST REJİM İZLE PAYLAŞ KARDEŞİM.. 1926'dan 1938'e kadar 20 bin cami yıkıldı. 6 SAATTE BİR CAMİ DEMEKTİR BU) Mason Süleyman Demirel'in itirafı; "Osmanlıyı biz de kötüledik. Çünkü Osmanlıyı methetsek, cumhuriyeti tutturmakta zorluğumuz olurdu. Yalnız, şimdi dönüp geriye baktığımız zaman şöyle kötüledik, biz, kahramanlıklarla övündük. Yani Kanuni Sultan Süleyman'ı kötülemedik hiçbir zaman, yahut Fatih Sultan Mehmed'i kötülemedik. Ama padişahlar dendiği zaman topyekün kötüledik. Böyle bir dönemi geçirmek mecburiyetindeydik." [ Süleyman Demirel, Türkiye Gazetesi, 09.10.1999 ]

Iskilipli Atıf Hoca nın başına şapka geçirip Giy domuz! diyen İstiklal Mahkemelerinin Celladı Kılıç Ali..

Iskilipli Atıf Hoca’nın başına şapka geçirip “Giy domuz!” diyen İstiklal Mahkemelerinin Celladı Kılıç Ali.. 14 ciltlik Türk Tarihi’ni yazan, ilk Milli Eğitim Bakanı ve aynı zamanda Sağlık Bakanlığı yapmış olan Dr. Rıza Nur bu olayı şöyle a nlatıyor: “Bu iş aksülâmallerde kalmadı. Sivas’ta, Erzurum’da ötede beride halk şapka aleyhine kıyam etti. M. Kemal derhal Kel Ali’nin riyaseti altında bir Istiklal Mahkemesi dolaştırıldı. Epeyce adam astılar. Sayısını bilmiyoruz. Halk yıldı, iş bitti. Asılan bir Hoca’ya pek acırım. Adını hatırlayamıyorum (Iskilipli Atıf Hoca’dan bahsediyor.) Zavallı kanundan evvel şapka aleyhine bir risale neşretmiş, hem de bunu Maarif Vekaleti’nin izniyle neşretmiş. Adamcağızı Ankara Istiklal Mahkemnesi’ne çektiler. “Ben bunu kanundan bir yıl evvel neşrettim. Maarif Vekaleti’de resmen izin verdi.” dedi. Dinlemediler. Astılar. Yahu!… Mademki asılıyor, ona izin veren Maarif Vekilini de assanız ya!… Hem de mes’ele şapka kanunundan evvel. Kanunların makabline (öncesine