Ana içeriğe atla

KELİME-İ ŞEHÂDET'İN AĞIRLIĞI

Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
أشهد أن لا إله إلا الله و أشهد أن محمد رسول الله
'Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ kıyâmet günü, ümmetimden bir adamı halkın içerisinden alır ve onun için doksan dokuz adet büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Allah Teâlâ adama sorar:
' Bu defterde yazılı olanları inkâr ediyor musun? Muhâfız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi? Kul:
' Ey Rabb'im, hayır, (hepsi doğrudur!) der. Allah Teâlâ sorar:
' (Bunları işlemenden dolayı beyan edeceğin) bir özrün var mı? Kul:
' Hayır, ey Rabb'im, der. Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ:
' Evet, senin bizim yanımızda (büyük ve makbul) bir de hasenen (iyiliğin) var. Biz bugün sana zulmetmeyeceğiz! buyurur. Hemen bir kart çıkarılır. Üzerinde, 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah (Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şehâdet ederim ki, Muhammed Allâh'ın Resûlü'dür)' yazılı.
Sonra Allah Teâlâ buyurur:
' Ağırlığını (yani amellerini) hazırla! Kul sorar:
' Ey Rabb'im! Bu defterlerin yanındaki şu kart da ne? Allah Teâlâ ona:
' Sana zulmedilmeyecektir! buyurur.
Hemen defterler mîzânın bir kefesine konulur, kart da diğer kefesine. Tartılırlar. Neticede defterler hafif kalır, kart ağır basar. Esasen Allâh'ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz!'
Kelime-i şehadet  
Kelime-i şehâdet (Arapça : شهادتان, Türkçe: Tanıklık sözü), İslam inancındaki Allah'tan başka ilah olmadığı esasının beyanı olan ibaredir. "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü" şeklinde telaffuz edilir. Şehadet etmek İslam'a göre İslam'ın beş şartından birincisidir.
Türkçe anlamı şudur: "Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka hiçbir İlâh yoktur, ve yine şahitlik ederim ki Muhammed, O'nun kulu ve elçisidir."
Arapça'da la ve illa kelimelerinin kullanım şekline göre, ilk bölüm "Hiçbir İlah yoktur, sadece Allah vardır." şeklinde de tanımlanmaktadır.
La ilâhe illallahAllah'tan başka ilah yoktur manasına gelen Arapça bir ibaredir. Kelime-i tevhid'in ilk kısmıdır. Ayrıca Tevrat'ta 10. emir içinde yer alır.
(Arapça : أشهد أن لا إله إلا الله و أشهد أن محمد رسول الله.)

Kelime-i Şehadet Arapça yazılışı ve anlamı


  اَﺷْﻬَﺪُ اَنْ ﻟَﺎٓ اِﻟٰﻪَ اِﻟَّﺎ اﻟﻠّٰﻪُ وَاَﺷْﻬَﺪُ اَنَّ ﻣُﺤَﻤَّﺪًا ﻋَﺒْﺪُهُ وَرَﺳُﻮﻟُﻪُ  

 Okunuşu: Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû verasûluhü.
 
Manası: Ben şehâdet ederim ki, Allah Teâlâ'dan başka ilah yoktur. Ve gene şehadet ederim ki Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah Teâlâ'nın kulu ve Rasûlüdür.



Kelime-i Tevhid
La ilâhe illallah, Allah'tan başka ilah yoktur manasına gelen Arapça bir ibaredir.

Kim bu kelimeyi, manasını bilerek söyler, gereğiyle amel edip açık ve gizli şirkten kaçınırsa, ibadeti tam bir itikatla yalnız Allah'a has kılıp bununla amel ederse, işte o gerçek bir mümindir.
Kim "La ilahe illallah" deyip inanmadığı halde zahiren amel ederse, o da münafıktır. Kim bu kelimeyi diliyle söyler, fakat onu bozacak amellerden birini işler ve Allah’a şirk koşarsa o da müşriktir.
"La ilahe illallah" kelimesinden kastedilen; manasını bilip bu mananın gerektirdiği şekilde Allah'a ibadet etmektir.
İbadet, muamelat ve bütün meselelerde Allah'ın hükümlerini kabul edip, beşeri kanunları reddetmek, insan ve cin şeytanlarının revaca çıkardığı bütün hurafeleri ve bidatleri ortadan kaldırmak bu kelimenin ameli gereklerindendir.
"...Yoksa onların dinde Allah'ın izin vermediği bir şeyi kendileri için din gösteren ortakları mı vardır?..." (Şura: 42/21) 
"...Eğer siz onlara itaat ederseniz, muhakkak ki müşrik olursunuz..." (En'am: 6/121)

buradan facebook sayfamıza gidebilirsiniz
https://www.facebook.com/pages/Gercek-Tarih-Deposu/536344873116611?ref=hl
http://gercektarihdeposu.blogspot.com

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur.

Vehbi Koc, Haim Nahum’un oğludur. Haim Nahum, Osmanlı Bankasından çaldığı paraları İsviçre’ye aktardı. Haim Nahum çaldığı paraların yarısını bir oğlu Bernar Nahum’a diğer yarısını da diğer oğlu Vehbi Koç’a verdi. Bernar Nahum ve Vehbi Koç o rtaklasa BEKO’yu kurdular. Vehbi Koç’un serveti, Osmanlı Parasıdır. ***** “Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Haim Nahum Efendi de öyle.. Koç deyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damat..! Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki “Arap Düşmanı Kemalist Milliyetçilik”i n sponsoru da O. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu, Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğin in liderliğini üslendi..! Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakal

israil’in 2. cumhurbaşkanı Atatürk’ün hocası Şemsi Efendinin oğlu

SABETAY ve PAKRADUNİ’ ler   Selanikli'nin yakın dostları TSK’nın hazırladığı “Atatürk Köşesi”nde Mustafa Kemal Paşa’nın boyunun 1.74 olduğu yazıyor. Bugüne kadar 1.68 olduğu biliniyordu.. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunu açıklayarak tartışmalara son noktayı koydu. Genelkurmay Başkanlığı Atatürk’ün boyunun bilinenin aksine 1.68 değil, 1.74 olduğunu açıkladı. Atatürk’ün boyu 1.74 i ken, kilosu 74-76 arası, ayak numarasının da 42 olduğu açıklandı. Siz babasının adının Ali Rıza, annesinin adının Zübeyde olduğunu kabul etmeye devam edin ve tabii Selanik’te doğduğunu da! Resmi tarih iddiasını

Atatürk un SEVGILISI Fikriye nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi.

Hayatı gizemlerle dolu Fikriye’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaati güçlendi. Yazar Fatih Bayhan tarafından yapılan çalışmada Fikriye’nin aynı zamanda Atatürk’ün imam nikâhlı eşi olduğu ve ondan çocuk aldırdığı iddia ediliyor.  Zübeyde, Makbule, Latife, Fikriye, Sabiha, Ülkü… Atatürk’ün kadınları. Anne, abla, eş, sevgili, evlatlık... Mustafa Kemal’in etrafındaki kadınların her biri ayrı bir araştırma konusu aslında. Latife Hanım ile Atatürk’ün ilişkisi sıradan bir karı-koca münasebeti değildi elbet. Gazi’nin etrafındaki kadınların çoğu güçlüydü şüphesiz. Ama Fikriye’nin durumu farklıydı. Mahzun, acılı, âşık, ihtiraslı, bir o kadar da çocuktu Fikriye. Zaten acılarla örülü hayatı da bunu gösteriyor. Fikriye yitik bir kadındı. Çünkü Atatürk’ün hayatının belki de en gizli kalan parçasıydı.  Atatürk ile Fikriye’nin ilişkisi nasıldı? Fikriye Köşk’te sıradan bir kadın mı yoksa Mustafa Kemal’in kalbindeki en derin yara mıydı? Fikriye intihar mı etti? Atatürk, Fikriye’ye dinî nikâh